Fit HubYaşamŞampiyon: Büşra Eyen

Şampiyon: Büşra Eyen

Röportaj Elif Fişek

Onunki bir dönüşüm hikayesi. Dans adımlarından lunge adımlarına geçiş yapan Büşra ile kendini nasıl baştan yarattığını konuştuk. Karşınızda Antalya Türkiye Vücut Geliştirme ve Fitness 2018-2019 Türkiye Büyük Bayanlar Bikini Fitness Şampiyonu!

Bu şampiyonluk hayatınızda neleri değiştirdi?

Evet! Bu yarışa katıldığımda kariyer odaklı hayatımda birçok şey değişti. Ancak yarışmada aldığım derecenin bana kattığı çok daha güzel şeyler var. Mesela insanların takdiri… Yolda yürüdüğümde gördüğüm bakışlar beni mutlu ediyor! Doğru yolda ilerlediğimi anlamıştım zaten, ancak çevremdeki insanların takdiri bana daha da güç veriyor sanki. Daha çok hırslanıp en iyi şekilde çalışıyorum. Ayrıca çok ders talebi de alıyorum. Birikimimi aktarmak da çok hoşuma gidiyor. Fakat yarışmalara hazırlık süreci oldukça yoğun ve zorlu olduğundan öğrencilerimin sayısını da sınırlı tutuyorum şu an için. İlerde yarışmaların bana kattığı deneyimleri daha çok kişiye aktarmak istiyorum.

Bugünlerdeki antrenman rutininiz nasıl?

Haftada altı gün salona gidiyorum. Kardiyoya hep devam zaten. Dinlenmek mola vermek yok bu işte. Bizim spor dil bilmek gibi, nankör. Beden hemen unutuveriyor. Tabi ben buna izin vermiyorum. Bu benim emeğim ve beni bırakmasına asla izin vermem!

Antrenman partneriniz var mı?

Antrenman partnerim yok. Tek başıma çalışmak da hoşuma gidiyor ama bazen hocam bazen de erkek arkadaşım bana eşlik ediyorlar.

Çalıştırmayı en sevdiğiniz kas grubu hangisi?

Kalça. Eminim her kadın yarışmacının ilk cevabı bu olur. Ha bir de omuz antrenmanı. Eskiden sevmezdim, şimdi salona koşarak gider oldum.

En sevmediğiniz hangisi?

Göğüs antrenmanı.

En sevdiğiniz kaçamak yemek hangisi?

Hamburger, mümkünse ev yapımı olsun ve birde tatlı! Ne olursa olsun yeter ki tatlı olsun.

Standart bir diyetiniz var mı, yoksa sadece yarışma dönemlerinde mi kendinizi zorluyorsunuz?

Dikkat ediyorum yediklerime evet, ama yarışma süreci diyeti çok başka. Bir kere kişiye özel de bir durum bu diyet işi. Herkesin aynı değil çünkü diyet listesi. Benimki baya katı. Gram, karbonhidrat, protein alımının hepsi kişiye ve onun formuna özel olarak hazırlıyor. Çalıştığım hocam hazırlıyor benimkini. Oldukça ince hesaplarla. Ona güveniyorum ve dediklerini uyguluyorum.

Türkiye’de kadınlar sizce vücut geliştirmeye nasıl bakıyorlar?

Herkesin kafasındaki ortak ön yargı ‘kaslı kadın’ algısı. Kadınlar aşırı kaslı olmaktan çekiniyor, erkeklerin çoğu da yargılıyor. Bu durum da kadınların vücut geliştirmeye mesafeli durmasına neden olabiliyor. Tamam da siz beni yakından gördünüz mü! (gülüyor) Bir de her sporun dinamiği farklı. Kimse fitnessci bir kadını beğenmek zorunda değil ama saygı duymak zorunda. Bu vücuda sahip olmak için biz ne kadar çalışıyoruz biliyor musunuz? Yargılamadan önce bunu bir düşünmek lazım. Bir diğer tespitim de şu; evet kadınlar belki kendileri için çok kaslı bir vücut tercih etmeyebiliyorlar ama bence kadınları çoğu beni takdir ediyor. Bunu hissediyorum ve onları çok seviyorum.

Bu spora Türkiye’de destek veriliyor mu, sponsorunuz var mı mesela?

Maalesef hayır, verilmiyor. Üstelik bu spor çok meşakkatli ve masraflı. Sadece Türkiye’ye için de geçerli değil bu dediğim. Avrupa ve dünyada vücut geliştirme bir meslek olarak görülüyor, örnekleri çok. Hem çalışıp hem özel ve zor bir beslenme düzeniyle hayatını geçirmek, bir yandan yarışmaya özel bikini tasarımlarına kafa yormak derken bu spor çok pahalıya patlıyor. Sonuçta bir yerde podyum işi de yapıyoruz, daha çok destek verilmesi lazım. Sponsorluk konusunda da pek iç açıcı şeyler söyleyemeyeceğim anlayacağın. Her şeyimizi kendimiz karşılıyoruz. Düşünün ben her gün 500 gram et yemek zorundayım! Et kaç para ülkemizde, biliyorsunuz (gülüyor).

Röportajın devamını okumak için Muscle&Fitness Hers’ün son sayısına buradan ulaşabilirsiniz.

BİZİ INSTAGRAM'DA TAKİP EDİN!